ABSTRACT
Objectives:
The aims of this study were to determine the incidence of occult metastasis in patients with supraglottic cancer; to assess whether the presence of such metastases was related to extent of the primary tumor (T) and its grading (G). According to our results we discussed which therapeutic approach should be used in patients clinically classified as N0 neck.
Materials and Methods:
We examined 48 patients with supraglottic squamous cell carcinoma that were operated by horizontal supraglottic laryngectomy or total laryngectomy and elective bilateral neck dissection.
Results:
The incidence of occult lymph node metastasis in our series was 26.47%. Based on to the preoperative T staging, the incidence of occult metastasis was 14% T1 tumors, 20% T2 tumors, 40% in T3 tumors and 50% in T4 tumors. In the terms of grading, occult metastases were found in 13% of G1 tumors, 33% of G2 tumors, 42% of G3 tumors. When the effects of these factors were combined, there were 15.6% occult metastases in the cases categorized as T1-T2/G1+G2 whereas the rate was 50% in the patients with T3-T4/G3 lesions.
Occult lymph node metastases were detected contralateral to primary tumor in 20% of the patients in whom tumors confined to one side. Occult lymph node metastases were detected bilaterally in 33% of patients in whom tumors reaching the midline.
Conclusion:
The incidence of occult lymph node metastases appears to be correlated with the values of T and degree of differentiation (G). When the effects of 2 factors combined (T1-T2/G1+G2, T3-T4/G3) the incidence reaches from 15.6% up to 50%. According to our results, bilateral neck dissection is the most rational therapeutic measure to be taken.
ÖZET
Amaç:
Bu çalışmada supraglottik kanserli hastalardaki okkült metastaz oranları ve okkült metastaz oranlarının primer tümörün boyutlarıyla (T evresi) ve histopatolojik evresiyle (G) bağlantılı olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmadan çıkan sonuçlara göre klinik olarak N0 boyunlarda hangi tedavi protokolünün tercih edilmesi gerektiği tartışılmıştır.
Gereç ve Yöntem:
Supraglottik horizontal larenjektomi ya da total larenjektomi ve bilateral elektif boyun diseksiyonu uygulanmış olan supraglottik skuamoz hücreli 48 hasta çalışmaya alınmıştır.
Bulgular:
Serimizde okkült lenf bezi metastaz insidansı %26.47 bulunmuştur. Hastaların, preoperatif T evresine göre değerlendirildiğinde okkült metastaz oranları T1 tümörler için %14, T2 tümörler için %20, T3 tümörler için %40, T4 tümörler için %50 bulunmuştur. Okkült metastaz oranları histopatolojik evreye göre (grade-G) değerlendirildiğinde G1 tümörler için %13, G2 tümörler için %33 ve G3 tümörler için %42 olarak bulunmuştur. Bu iki faktör birleştirildiğinde T1-T2/G1+G2 olarak kategorize edilen grupta okkült metastaz oranları %15.6 bulunurken T3-T4/G3 olarak kategorize edilen grupta %50 bulunmuştur. Tek tarafa sınırlı tümörlerde % 20 oranında kontrala-teral okkült metastaz tespit edilirken, orta hatta kadar uzanım gösteren tümörlerde % 33 oranında okkült metastaz bulunmuştur.
Sonuç:
Okkült lenf metastaz insidensleri T ve G evreleriyle korelasyon göstermektedir. Bu iki faktör bir arada değerlendirildiğinde okkült metastaz oranları %15.6'dan %50'ye ulaşmaktadır. Ayrıca primer tümör tedavisi ile birlikte elektif olarak yapılacak bilateral boyun diseksiyonu seçilecek tedavi metodudur.