ABSTRACT
Among the foreign bodies of the maxillary sinus, the dental originated ones are those the most commonly seen. They usually develop as a result of uncontrolled practice of dental filling materials and gradual migration of endodontic prosthesis into the maxillary sinus. It is known that intrasinusal foreign bodies cause chronic maxillary sinusitis. The patient who was a 33-year-old-woman admitted with complaints of nasal obstruction and post-nasal drainage. In the history of the patient, her right maxillary molar tooth had been filled with silver amalgam ten years ago. In the paranasal sinus tomography of the patient, approximately 5x6 mm foreign body with metal density (4100-4400 HU) was detected inside the hypodense soft tissue area filling up the inferolateral of the right maxillary sinus. Without the need of Caldwell-Luc operation, foreign body and its surrounding tissues were fully removed by functional endoscopic sinus surgery through maxillary sinus ostium. The patient was presented with radiographic views and specimen figure. In the light of this case, it was emphasized that endoscopi
ÖZET
Maksiller sinüs yabancı cisimleri arasında dental kaynaklı olanlar en fazla görülenlerdendir. Genellikle diş dolgu materyallerinin (dental amalgam) kontrolsüz uygulanışı ve endodontik protezlerin zamanla sinüs içine göçü sonucunda oluşurlar. intrasinüzal dental yabancı cisimlerin kronik maksiller sinüzite neden olduğu bilinmektedir. 10 yıl önce sağ üst azı dişine gümüş amalgamla dolgu yapılma öyküsü olan 33 yaşında kadın hasta burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı yakınmaları ile başvurdu. Paranazal sinüs tomografisinde, sağ maksiller sinüs inferolateralini tamamen dolduran hipodens yumuşak doku alanı içinde yaklaşık 5x6 mm boyutlarında metal dansiteli (41004400 HU) yabancı cisim tespit edildi. Caldwell-Luc operasyonuna gerek kalmadan, fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi ile maksiller ostium yolu kullanılarak yabancı cisim ve onu çevreleyen dokular tamamen çıkarıldı. Hasta radyolojik görüntüler ve spesimen resimleriyle sunuldu. Bu olguya dayanarak, endoskopik sinüs cerrahisinin minimal cerrahi travma özelliği vurgulandı.