ABSTRACT
Objectives:
It is aimed to show the types of foreign bodies and the ways to prevent the complications seen in pediatric age group.
Methods:
The results of 162 patients with a history of ear, nose or upper aero digestive tract foreign bodies were analyzed retrospectively.
Results:
The children were aged from 6 months to 14 years old. There were 81 (50%) females and 81 (50%) males. The foreign bodies were, bead (n=80), dry food (n=22), eraser (n=13), cotton (n=9), screw (n=7), toys (n=7), coins (n=7), paper (n=6), insect (n=3), naphthalene (n=2), matchstick (n=2), Q-tips (n=2), scotch tape (n=2). There were 90 cases (55.55%) of nasal foreign bodies, in which bead was the most commonly (67.69%) seen; in 65 cases (40.12%) of ear foreign bodies bead was also the most commonly (40%) seen foreign body, whereas in 7 cases (5.5%) coins were the only (100%) foreign body seen in the first narrowing of the esophagus. Tracheobronchial foreign bodies were not included in the study because they were referred to the pediatric surgery department in our hospital. In 112 cases (69%) the removal of the foreign body was performed within the first 24 hours after the foreign body insertion. Twenty of ear foreign bodies (30.7%) and all of the esophageal foreign bodies removed under general anesthesia. Other foreign bodies were removed in emergency room without the need of general anesthesia. External ear canal lacerations in 18 cases (27.69%) and tympanic membrane perforations were observed in 2 cases (3%). Epistaxis was seen in 10 cases (11.11%) after removing the foreign body from the nose. No complication was observed after removal of foreign body from the esophagus.
Conclusion:
Complications may occur as a result of attempts of removing the foreign bodies. Thus, the effective way to prevent complications is to perform the removal the foreign bodies from the esophagus under general anesthesia. It is also best to remove the foreign bodies from ear and nose under general anesthesia when the child is uncooperative or when unsuccessful attempts have been made.
ÖZET
Amaç:
Pediatrik yaş grubunda görülen yabancı cisimlerin tipini belirlemek ve komplikasyonları nasıl önleyebileceğimizi ifade etmek.
Yöntem:
Kulak, burun, üst gastrointestinal yabancı cisim öyküsü olan 162 hasta retrospektif olarak analiz edildi.
Bulgular:
Çocukların yaş aralığı 6 ay ile 14 yaş arasında idi. Olguların 81'i (%50) erkek, 81'i (%50) bayandı. Yabancı cisimler, boncuk (n=80), kuru bakliyat (n=22), silgi (n=13), pamuk (n=9), vida (n=7), oyuncak (n=7), madeni para (n=7), kağıt (n=6) , böcek (n=3) , naftalin (n=2), kibrit çöpü (n=2), kulak çubuğu (n=2), selobant (n=2) idi. Burunda tespit edilen 90 yabancı cisim (%55.55) arasında en sık boncuk (%67.69) görülürken; kulaktaki 65 yabancı cisimde de (%40.12) yine en sık boncuk (%40) görüldü. Özofagus birinci darlıkta yabancı cisim görülen 7 olguda (%5.5) hepsi madeni paraydı. Trakeobronşial yabancı cisimler çocuk cerrahisi tarafından karşılandığından çalışmaya trakeobronşial yabancı cisimler dahil edilmemiştir. Yüzoniki olguda (%69) yabancı cisim çıkarılması ilk 24 saatte gerçekleşti. Kulaktaki 20 yabancı cisim (%30.7) ve özofagustaki tüm yabancı cisimler genel anestezi altında çıkarılmıştır. Diğer yabancı cisimler genel anestezi gerektirmeden acil serviste çıkarılmıştır. Kulaktan yabancı cisim çıkarılmasına bağlı 18 (%27.69) olguda dış kulak yolunda laserasyon, 2 (%3) olguda timpanik membranda perforasyon gelişmiştir. Burundan yabancı cisim çıkarılması sonrası 10 olguda (%11 oranında) kanama görülmüştür. Özofagustan yabancı cisim çıkarılması sonrası herhangi bir komplikasyona rastlanmamıştır.
Sonuç:
Yabancı cisimlere bağlı komplikasyonlar tekrarlanan denemeler sonrası gelişebilir. Bu nedenle özofagustaki yabancı cisimlerin mutlaka genel anestezi altında çıkarılması gerekmektedir. Kulak ve burundaki yabancı cisimler ise çocuk ile kooperasyon kurulamıyorsa ya da birkaç denemede başarısız olunduysa genel anestezi altında çıkarmalı, böylece komplikasyonlar önlenmelidir.