Research Article

Hipoksi ve reoksijenizasyonun iç kulak fonksiyonlarına ve oksidan-antioksidan sistemlere etkisinin değerlendirilmesi

10.2399/tao.08.ss030

  • Zeynep Alkan Çakır
  • Özgür Yiğit
  • Nihal Seden
  • Tolga Sitilci
  • Emine Özyuvacı
  • Hafize Uzun
  • Özlem Gedik Soyuyüce

Received Date: 15.09.2008 Accepted Date: 20.09.2008 Turk Arch Otorhinolaryngol 2008;46(3):161-165

ÖZET

Amaç:

Nitröz oksid (N2O), genel anestezide, kullanılan inorganik bir gazdır, çözünürlüğü çok düşük olduğundan alveollere geçişi çok hızlıdır. N2O anestezi idamesi sırasında kanda yüksek konsantrasyonda ve basınçta bulunduğundan anesteziden çıkış sırasında kandan alveollere kısa sürede ve fazla miktarda geçer. Kandan alveollere difüze olan N2O'nun alveollerdeki parsiyel basıncı hızla yükselir ve oksijenin yerini işgal ederek difüzyon hi-poksisine neden olabilir. Difüzyon hipoksisinde satürasyonun %1 düşmesinin bile hipoksi kabul edilebileceğini gösteren yayınlar mevcuttur. Presbiakusi, işitme kaybı, akustik travma ve bazı vestibulopatilerin kan akımının değişmesi ile ilgili olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada difüzyon hipoksisine bağlı geçici hipoksi ve reoksijenizasyonda satürasyonun düşmesiyle iç kulak titrek tüylü hücrelerin etkilenme derecesi otoakustik emisyonla ölçülerek değerlendirildi. Kanda ise oksidatif stres parametrelerine bakılarak satürasyon düşmesinin vücud tarafından nasıl algılandığı değerlendirildi.

Yöntem:

Genel anestezi altında septoplasti yapılacak olan 18 hastanın anestezi öncesinde (Evre 1), anestezi esnasında (Evre 2), difüzyon hipoksisi periyodunda (Evre 3) ve uyanma fazında (Evre 4) arteriyel kan alınarak satürasyon (Sa), pO2, pCO2, pH değerlerine ve oksidatif stres parametrelerinden malondialde-hit (MDA), antioksidan enzim sistemi göstergelerinden supe-roksid dismutaz (SOD), katalaza ve eş zamanlı iç kulaktan emisyon ölçümleri (TEOAE) yapılarak 1.0, 1.4, 2.0, 2.8 ve 4.0 kHz frekansları değerlendirildi.

Bulgular:

Derin anestezi döneminde (Evre 2) Sa değeri 1. döneme göre anlamlı derecede artıp (p<0.001), hipoksi döneminde giriş ve anestezi dönemine göre anlamlı derecede düşmüştür. Hastanın oda havasında solutulduğu çıkış döneminde ise Sa tekrar artmıştır (p<0.001). pH değerlerine bakıldığında 3.ve 4. dönemde, 1. ve 2.döneme göre anlamlı derecede düşme gözlenmiştir (p<0.001). 4. dönem pH değerleri 3.döneme göre anlamlı derecede artmıştır (p<0.001). pCO2 değerleri 3. ve 4. dönemde 1. döneme göre anlamlı derecede artmıştır (p<0.001), (p<0.05). 4. dönem pCO2 değerleri 3. döneme göre anlamlı derecede düşmüştür (p<0.001). 3. ve 4. dönem pO2 değerleri 2.döneme göre anlamlı derecede düşmüştür (p<0.001). Biokimyasal incelemede 2. ve 3. dönem MDA değerleri 1. döneme göre anlamlı derecede artmıştır (p<0.001 p<0.05). Uyanma döneminde ise MDA değerleri 2. ve 3. döneme göre anlamlı derecede düşmüştür (p<0.01, p<0.05). SOD değerleri 3. ve 4. dönemde, 1. ve 2. döneme göre anlamlı derecede düşmüştür (p<0.001, p<0.01). Katalaz ve SOD gibi uyanma fazına doğru düşüş göstermişdir. Otoakustik ölçümlerde 3. dönem 1.4 Hz değeri 1. ve 2. döneme göre anlamlı derecede düşüp uyanma döneminde tekrar artmıştır (p<0.01, p<0.05, p<0.05).

Sonuç:

Anestezi esnasında görülen hiperoksiden sonra ekstü-basyon fazındaki difüzyon hipoksisinin ve tekrar hipoksiden çıkışın arteryel kan gazı incelenmesiyle gerçekleştiği ve vücudun bu durumu oksidatif stres olarak algılayıp antioksidanların kullanıma bağlı tüketildiği ve kulakta 1.4 kHz'de hipoksiye bağlı olarak geçici düşüş olduğu gözlendi.