Original Investigation

Endoscopic Sphenopalatine Artery Ligation in Posterior Epistaxis: Retrospective Analysis of 30 Patients

10.5152/tao.2016.1713

  • Onur İsmi
  • Yusuf Vayisoğlu
  • Cengiz Özcan
  • Kemal Görür
  • Murat Ünal

Received Date: 15.05.2016 Accepted Date: 13.07.2016 Turk Arch Otorhinolaryngol 2016;54(2):47-52

Objective:

Although posterior epistaxis is rarely seen, it is an important medical problem that both decreases the quality of life of the patient and causes difficulties in the management for otorhinolaryngologists. In this study, we aimed to present the results of 30 patients who underwent transnasal endoscopic sphenopalatine artery ligation (TESPAL) for posterior epistaxis in our department.

Methods:

The records of 30 patients who underwent TESPAL from January 2014 to April 2016 were analyzed retrospectively, and the relationship between perioperative factors and need for revision surgery was assessed.

Results:

The success rate of TESPAL in posterior epistaxis was 90%. There was no relationship between surgical failure and antiaggregant use (p=0.224), anticoagulant use (p=0.534), hypertension (p=0.564), previous nasal surgery (p=0.279), and bilateral TESPAL application (p=0.279). TESPAL was seen to be effective in cases with Osler–Weber–Rendu disease, pregnancy, and uncontrollable epistaxis after rhinoplasty surgery. Mortality was seen in one of our patients not related to endoscopic ligation in the follow-up period.

Conclusion:

TESPAL is an effective method in the treatment of posterior epistaxis. Hypertension, antiaggregant or anticoagulant use, bilateral sphenopalatine artery ligation, and previous nasal surgery do not seem to be factors leading to surgical failure.

ÖZET

Amaç:

Posterior epistaksis nadir görülmesine rağmen hem hastanın yaşam kalitesini düşüren hem de kulak burun boğaz hekimlerine tedavide zorluklar çıkaran önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada kliniğimizde posterior epistaksis nedeniyle transnazal endoskopik sfenopalatin arter ligasyonu (TESPAL) uygulanan 30 hastanın verilerini sunmayı amaçladık.

Yöntemler:

Ocak 2014-Nisan 2016 tarihleri arasında TESPAL uygulanan hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi ve perioperatif değişkenlerle revizyon cerrahi gereksinimi arasındaki ilişkiler araştırıldı.

Bulgular:

TESPAL’in posterior epistaksisteki başarı oranı %90’dı. Cerrahi başarısızlık ile antiagregan kullanımı (p=0.224), antikoagulann kullanımı (p=0.534), hipertansiyon (p=0.564), geçirilmiş nazal cerrahi (p=0.279) ya da bilateral TESPAL uygulanması (p=0.279) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki mevcut değildi. Çalışmamızda TESPAL’in Osler Weber Rendu sendromunda, gebelikte ve rinoplasti sonrası durdurulamayan kanamada etkili olduğu görüldü. Bir hastamızın izleminde endoskopik ligasyona bağlı olmayan ölüm görüldü.

Sonuç:

TESPAL, posterior epistaksis kontrolünde etkin bir yöntemdir. Cerrahi başarısızlıkta hipertansiyon, antiagregan ya da antikoagulan ilaç kullanımı, bilateral sfenopalatin arter ligasyonu, geçirilmiş nazal cerrahi etken olarak gözükmemektedir.

TR PDF

Keywords: Epistaxis, endoscopic hemostasis, ligation, sphenopalatine artery